14 Mayıs 2015 Perşembe

"Türkiye'de insan ol(ama)mak" - 1

Düsünsenize...
Bütün hafta çalışmışsınız. Heyecanla hafta sonunun gelmesini bekliyorsunuz. O güne başlarken, akşamında arkadaşlarınızla buluşup bir kafeye gidip güzel bir gece geçireceğinizi hayal ediyorsunuz.
Hatta ve hatta ailenizden uzak başka bir şehirdesiniz. Sabahında annenizle konuşup, annenizin size her zamanki öğütlerini kulak arkası edip, hoşbeş sohbet ediyorsunuz ki, annelerin öğüt verme kuşkusu Türkiye'de insan olmak/olamamak tenkidini en üst seviyede olduğunu barizce gösteriyor da neyse.
İşte dediğim gibi, hiçbir şeyden habersiz, güzelce o geceyi geçireceğiniz anı bekliyorsunuz. Belki de en büyük ve tek eğlenceniz bu. Dışarıya çıkmadan önce duş alıp, saçlarınızı tarayıp erkek iseniz traş olup, bayan iseniz makyaj yapıp kendinizi daha iyi hissetmek adına şeyler yapıyorsunuz. Nitekim akşam oluyor. Arkadaşlarınızla buluşuyorsunuz. Eğlenmek için bir kafe tercih edip, oraya gidiyorsunuz.
Buraya kadar herşey güzel ve gayet normal. Aradaki mesajlar hariç tabi ki.
Sonra arkadaş grubunuzda bayan/erkek karışık çok sayıda insan var. Eğlenceniz bitiyor ve siz artık eve dönmek için dolmuş durağına, metrobüs durağına, yani eve gideceği yere en uzak olan kişiyi bırakacağınız yere kadar, sohbet ede ede gidiyorsunuz. İşte herşey burada başlıyor...
Hayatta hiçbir amacı olmayan ve çevresindeki insanları gözlerinde devleştirip, onların mutluluklarını kıskanıp, hırslanıp, onlara öfke kusan. Karşıda gördüğü arkadaş grubunda 2-3 tane bayan var diye, kendini eksik hisseden. Söz de ERKEĞİM diye geçinip, ona buna laf atan bir kaç zibidi ile karşılaşıyorsunuz.
Sizin yanınızdaki bayana laf atıyorlar. Siz de geri kalmıyorsunuz karşılık veriyorsunuz. Gerçi vermesenizde artık o çemberin içine girmiş bulunuyorsunuz. Derken kavga gürültü başlıyor. Bileğinin gücünü zayıf bulan namertler, size bıçak/silah/satır/sopa/kaldırım taşı vb. özgüveni yitirilmiş nesneler ile size saldırıyor. Sonrası mı ?
Evet sonrasında ise ya sizin, ya da en yakın arkadaşınızın ve ya ailenizden birisinin cenazesini morgta görme ihtimalinin en yüksegi ile karsi karsiya kaliyorsunuz. O katiller için hafta sonunu beklemiş, onlar için giyinip süslenmiş, onlar için makyaj yapmış, onlar için bar da eğlenmiş, onlar için o yaşa kadar gelmiş ve herşeye göğüs germiş oluyorsunuz. Yani sabah kalktığınızda aslında azrail sizin yanı başınızda da haberiniz olmuyor. Ne tuhaf değil mi ?
Evet şimdi Türkiye'de insan olmak/olamamak tezimin aslında sizin de aklınızdan geçen ve çevrenizde bu konudan muzdarip olmuş ve ya bu konu ile ilgili muzdarip etmiş insanların var olduğunu bile bile yaşamaya devam ediyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin.